10 Yılın Özeti
If you are looking for an English version of this writing, please visit here.
Sevgili Günlük,
1996 yılında, yaklaşık 13-14 yaşlarındayken haberlerde bilgisayar korsanları tarafından gerçekleştirilen siber saldırılar ile ilgili bir haber duyduğumda oldukça ilgimi çekmişti. Kimdi onlar? Nasıl sistemlere sızabiliyorlardı? sorularına yanıt aramaya karar vermiştim. Ben de onlar gibi olmak istiyordum fakat nasıl olabileceğime dair en ufak bir fikrim yoktu. Yıllar içinde çok sayıda teknik kitap, makale okuyarak ve pratik yaparak aklımı kurcalayan tüm sorulara yanıt bulabilmiş ve merakımı, hobimi siber güvenlik alanında mesleğe çevirebilme fırsatını yakalayabilmiştim.
Öğrendiklerini yıllarca kendine saklamış biri olarak bundan 10-11 yıl önce siber güvenlik üzerine bildiklerini paylaşan ve bol bol teknik makaleler yazan Huzeyfe ÖNAL dikkatimi çekmişti. Kendisi ile LinkedIn üzerinden iletişime geçip, eleştirel bir sohbet gerçekleştirdikten kısa bir süre sonra “Madem bu konularda bilgi birikimin olduğunu düşünüyorsun o halde neden teknik makaleler yazmıyorsun ?” diye sormuştu.
İstisnalar bir kenara, içinde bulunduğumuz coğrafyada çoğu konuda doğuştan gelen bir bilgi birikimimiz olduğunu düşünürüz. Kimi zaman bilgimiz olmadan fikrimizin doğru olduğunu ateşli bir şekilde savunuruz. Sorduklarında o iş özelinde bizden iyisi yoktur. Eleştirilerimizde sivri dil kullanmayı sever, alaycı, küçümseyici veya yıkıcı olmaktan da pek imtina etmeyiz fakat konu “Neden sen daha iyisini yapmıyorsun ?” noktasına geldiğinde bahaneleri sıralamaya başlarız. Halbuki siber güvenliğin teknik alanlarında bahanelerin ardına gizlenemezsiniz çünkü daha iyisini bildiğinizi düşünüyorsanız, yapabileceğinize inanıyorsanız teknik bir makale yazarak ve/veya sunum yaparak bildiklerinizi gözler önüne serebilirsiniz.
Şanslıysanız, eleştirinize karşılık olarak “Neden sen daha iyisini yapmıyorsun ?” sorusu ile karşılaştığınızda benim gibi bir karar alıp daha iyisini yapmak için elinizi taşın altına koyarsınız. Şanssızsanız aşağıdaki videoda olduğu gibi karşı tarafı eleştirmeden önce empati yapmayı er ya da geç tecrübe ederek öğrenirsiniz.
Huzeyfe’nin sorusu hayatımdaki önemli dönüm noktalarından biri olmuştu. O soru sayesinde kendime meydan okuyarak bildiklerini, öğrendiklerini paylaşmaya adayan bir güvenlik araştırmacısı, blogger olmaya karar vermiştim. Blog yazarak, sunumlar yaparak bildiklerimi siber güvenlik meraklılarına aktarmama vesile olduğu için Huzeyfe ÖNAL’a 10. yılın anısına özel olarak bir teşekkür etmek isterim.
2009 yılının Kasım ayından bu yana blog yazdıkça yıllar içinde bilginin bir güç olduğuna ve paylaşıldıkça arttığına yakından tanık oldum.
10 yılda blogum sayesinde;
10 yılda blogum ile;
Yukarda anlattıklarımı gerçekleştirebilmek için yıllarca disiplinli bir şekilde çok ama çok çalıştım. 15 dakikada, bir solukta okuduğunuz bir blog yazısı için belki 1 ay belki 3 ay araştırma yaptım ve çıktılarını derleyip, toplayıp her birini bir blog yazısına dökmek için özel hayatımdan yaklaşık 6-9 saatimi ayırdım.
Yıllar beni son 10 yılda yormuş, zaman anlamında acımasız davranmış olsa da severek, büyük bir keyifle yaptığım güvenlik araştırmaları ve blog yazıları için ayırdığım zamana asla ama asla üzülmedim ancak yıllar geçtikçe güvenlik araştırmalarına ayırabildiğim zaman maalesef ayda bir yazı yazmayı git gide zorlaştırmaya başladı. 10 yılın ardından kendime biraz daha şefkat göstererek vites düşürmeye, ayda bir yazdığım blog yazılarını daha geniş bir zaman aralığına yaymaya ve bu durumumu içtenlikle sizlerle paylaşmaya karar verdim.
Yıllar içinde olumlu geri bildirimleriniz ve yapıcı eleştirileriniz ile her daim motivasyonumu yüksek tutmamı sağlayıp beni güvenlik araştırması yapmaya, blog yazmaya, sunum yapmaya teşvik eden siz değerli okurlarıma minnettarım.
Yeni yazılarda görüşmek dileğiyle…
Bilgi güçtür ve paylaşıldıkça artar!